Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, Hamas’ın “Biz topraklarımızı müdafaa edeceğiz” dediğini belirterek, “Ben, Hamas’ı böyle görüyorum. Bundan dolayı da bir terör örgütü olarak mütalaa etmiyorum” dedi.
Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, parti genel merkezinde medya kuruluşlarının Ankara temsilcileriyle bir araya geldi. Karamollaoğlu, Hamas’ı bir terör örgütü olarak görüp görmediği sorusu üzerine, İsrail’in Filistin topraklarını fiilen işgal ettiğini söyledi.
İsrail’in işgaline karşı Birleşmiş Milletler’in ciddi bir tavır sergilememesinin, orada yaşayan insanların kendi haklarını savunabilmek için bir çaba içine sürüklemelerine vesile olduğunu söyleyen Karamollaoğlu, “2000’li yılların başında Gazze’ye gitmiştim. Orada gördüğümüz manzara, Filistinliler sadece kendi topraklarına sahip çıkıyor. Bunlar ‘gayrimeşru’ ilan edilince de kendilerini gizleme ihtiyacı duydular. ‘Hamas’ dediğimiz ne? Filistin direniş örgütü. Bunun bir aleni tarafı var, bir de ‘Yeri gelir de topraklarımız işgal edilirse’ diye orada bulunan bir grup var. Bunlara da ‘Hamas’ tabiri kullandı ve İsrail tarafından gayrimeşru ilan edildi. İsrail, yaptığı hareketlerin meşruluğunu düşünmüyor. ‘Burası bizim. Cenabı Hak bize buraları 5 bin sene önce vaat etti. Siz, 200-300 sene önce gelip de nasıl burası bizimdir dersiniz. Hadi defolun gidin’ diyor. Hamas da ‘Hayır, biz yüzlerce senedir buradayız. Bu topraklarda biz değil, ceddimiz yüzlerce yıl yaşadı. Onun için de ‘biz topraklarımızı müdafaa edeceğiz’ diyor. Ben, Hamas’ı böyle görüyorum. Bundan dolayı da bir terör örgütü olarak mütalaa etmiyorum. Sayın Erdoğan da son konuşmasında çok açık olarak bunu ifade etti. ‘Biz Hamas’ı bir terör örgütü olarak görmüyoruz’ dedi. Dayanağı da budur diye düşünüyorum” diye konuştu.
“SEÇİM SONUCU HEZİMET DEĞİL”
28’inci dönem milletvekilliği ve cumhurbaşkanı seçimlerinde Millet İttifakı’nın aldığı sonucu da değerlendiren Karamollaoğlu, “Daha önce yapılan anketlerde ‘6’lı masa’nın seçimlerde başarılı olacağı gözüküyordu. Bu bayağı da yükselmişti. Seçime birkaç hafta kala bile yüzde 51 rakamını arkadaşlarımız gördüler. Yüzde 51’le, hem cumhurbaşkanlığı seçimini kazanacak, hem de Millet İttifakı Meclis’te çoğunluğu elde edebilecek gibi gözüküyordu. Öyle çıkmadı. Neticede yüzde 48, 49, 51, 52 arasında bir farklılık oluştu. Bunu, kendi içlerinde birbirleriyle kavgalı olanlar abartma yoluna gitti. Cumhuriyet Halk Partisi’nin içinde meydana gelen kargaşayı böyle görüyorum. Bir iç muhalefet var. Burada elde edilen netice herkesi tatmin etmediği için de ‘Artık çekilmesi icap eder. Büyük bir yenilgi aldı’ diyorlar. Ben aynı kanaatte değilim. Yani yüzde 48 bile olsa bunun hezimet olduğunu düşünmüyorum. Son yıllara kadar böyle bir neticeyi muhalefet hiç alamamıştı. Ben her şeye rağmen ‘kıl payı kaçırdı’ diye düşünüyorum. Eğer şartlar devam etmiş olsaydı biz bu seçimde başarı göstermiş olabilirdik. Evet bir başarısızlık var; ama bu anlaşılabilir bir başarısızlık, hezimet değil. Şahsi çekişmelerden dolayı bir hezimetmiş gibi karşılık gördü Cumhuriyet Halk Partisi içinde” değerlendirmesinde bulundu.
“GELGİTLER GÜVENSİZLİĞE YOL AÇTI”
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in ittifak içerisinde farklı bir politika izlediğini söyleyen Karamollaoğlu, “Son zamanlardaki gelgitler ister istemez vatandaş üzerinde bir güvensizliğin doğmasına da vesile oldu. Bunu da görmek lazım. Ben, o noktanın üzerine gitmeyi doğru bulmuyorum. Çünkü belli bir süre birlikte politika yürüttüğümüz bir arkadaşımız, bir siyasi parti. Ama bu, kendilerine fayda sağladı mı sağlamadı mı? Onu şu anda takdir etmememiz mümkün değil. Bunlar ancak seçimlerde gözükür; ama parti içinde birtakım çekişmelerin olduğuna şahit oluyoruz. 5 ay sonra mahalli seçimler var. Bu mahalli seçimler, bizim vatandaş üzerinde nasıl bir intiba doğurduğumuzun işaretini verecek bize. Ondan sonra 4 seneden uzun bir zaman seçim olmayacak. Onun için bekleyip göreceğiz” ifadelerini kullandı.