Kör Doğmuş İnsanlar Şizofreniden Gizemli Bir Şekilde Korunuyor
Yıllar geçtikçe farklı doktorlar çeşitli olası açıklamalara ulaştılar, ancak hiçbiri doğuştan körlüğün psikolojik bozukluğa karşı bir kalkan oluşturan şeyin ne olduğu konusunda kesin bir anlayışa ulaşamadı .
Şaşırtıcı bir şekilde, doğuştan görme yeteneği olan ancak daha sonra kör olan kişilerin şizofreni geliştirme şansı ortalamanın üzerindedir; bu da King’s College Londra psikiyatristi Tom Pollack’ı, akıl hastalığının beynin çevreyi modelleme ve ne olacağını tahmin etme yeteneğindeki aksaklıklar ile bağlantılı olduğuna inandırır . onların etrafında olur.
Pollak, şöyle konuştu: “Varmaya çalıştığımız fikir, doğuştan kör kişilerde iç dünyanın temsilinde ve istikrarında farklı bir şeyler olması gerektiğidir. ” “Ve bu istikrar bir bakıma şizofreni ve psikotik bozukluklarda ortaya çıkan hatalara ve yanlış çıkarımlara karşı kendini koruyor.”
Rochester Üniversitesi’nden psikiyatrist Steve Silverstein, Vice’a Pollack’ın açıklamasının doğuştan kör olanlarda şizofreninin yokluğunu tam olarak açıklamaya yetmediğini söyledi. Kör doğan insanların, özellikle şizofreni hastalarının çoğunlukla zorlandığı seçici dikkat gibi konularda usta olduğuna dikkat çekiyor.
Bir örnek vermek gerekirse, dinleme söz konusu olduğunda seçici dikkat denen bir şey vardır; bu, işitsel bilginin tek bir kaynağına dikkat etme yeteneğidir; örneğin bir partide olduğunuzda ve seslerin dışarıdan gelmesine izin vermeden bir kişiyi dinlerken . odanın geri kalanı dikkatinizi dağıtır. Laboratuvar ortamında araştırmacılar, sol kulağınıza bir ses, sağ kulağınıza da farklı bir ses çalarak seçici dikkati test ederler ve sizden birine dikkat etmenizi, diğerine değil.
Silverstein, şizofreni hastalarının seçici dikkat konusunda sorunlar yaşadığının gösterildiğini ve bu arada kör doğmuş kişilerin bu görevde gören insanlardan daha iyi olduğunu söyledi. Doğuştan kör kişiler, gören kişilerle karşılaştırıldığında farklı perdeleri duyma, perdeleri ayırma ve seslerin nereden geldiğini anlama konusunda daha iyidir. Şizofreni hastalarında ise durum tam tersidir: Genellikle dinlemede zorluk yaşarlar ve konuşmayı anormal şekilde işlerler. Seslerin nereden geldiğini tam olarak anlayamamak, kişinin kendi sesinin başka bir yerden geldiğini düşünmesine yol açabilir ve sanrısal düşünceye katkıda bulunabilir.
Bu, uzayıp giden ilgi çekici bir listedir: Kör insanlar, hem sese hem de dokunmaya tepki verme konusunda, gören insanlardan daha iyidir; Şizofreni hastalarında bu alanlarda eksiklikler görülür. Kör insanların işleyen hafızaları daha iyidir ve şizofreni hastalarının hafızasında bozulmalar olabilir. Doğuştan kör insanlar aynı zamanda plastik el yanılsamasından da etkilenmezler ; kişi cansız bir nesnenin kendi bedeninin bir parçası olduğunu hissettiğinde (deney genellikle plastik bir el kullanılarak yapılır). Bu, kör insanların bedensel temsilleri söz konusu olduğunda daha istikrarlı oldukları anlamına gelebilir.
Silverstein Vice’a şunları söyledi: “Kör doğan insanların ortalama olarak genel nüfustaki insanlardan daha iyi olmasının yaklaşık 20 yolu olduğunu söyleyebilirim.” ” Ve şizofreni hastalarının daha bilişsel yeteneklere sahip olduğu aynı alanlar sorunlar.”
Ancak Silverstein, her iki tarafın da sadece doğuştan kör olanları neyin koruduğuna dair fikirler önerdiğini ekledi; kendisi bunları “ilgi çekici” olarak tanımlamaya istekliydi, ancak pek umut verici değil.
